Cum24Eyl18:00AyşeSergi18:00 Nâzım Hikmet Kültür Merkezi - Kadıköy
Etkinlik Bilgileri
Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi ressam Ayşe Yaltırım’ın farklı tarzlarda ürettiği, son dönem çalışmalarının yer aldığı Ayşe başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. 24
Etkinlik Bilgileri
Kadıköy Nâzım Hikmet Kültür Merkezi ressam Ayşe Yaltırım’ın farklı tarzlarda ürettiği, son dönem çalışmalarının yer aldığı Ayşe başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. 24 Eylül tarihinde açılan sergi 22 Ekim tarihine kadar görülebilir.
Ayşe Yaltırım
1936 yılında İstanbul, Kadıköy’de doğdu. Sanatçısı çok bir aile çevresinde büyüdü. Klasik resim çalışmalarına 13 yaşında ilk Türk kadın ressamlarından olan anneannesi Celile Hanım ile başladı. Dayısı Nâzım Hikmet’ten resim çalışmaları konusunda büyük teşvik ve destek aldı. Ankara DTCF’deki Arkeoloji eğitimini yarım bıraktı. Yaltırım, Celile Hanımdan aldığı sağlam desen bilgisinin ürünü resimleri, zaman içinde serbest çizgiler ve canlı renklerden oluşan kompozisyonlara dönüştü. Uzun yıllar kendisi için resim yapan ve ilk sergisini 1993 yılında açan sanatçı günümüze dek kişisel sergiler açtı ve karma sergilere katıldı.
“Ne Görüyorsan Ne Anlıyorsan, O”*
Ayşe Yaltırım, sanat tarihinde naif yönelimler altında gruplanan sanatçılarından birisi… Amatör bir teknik kullanımı ve sıra dışı kompozisyonları, sade bir forma ve maksimum ifadeye sahiptir. Oto-didakt bir sanatçı olarak, sıklıkla tek noktalı perspektif kullanımı ve keskin ve sıklıkla doğal olmayan renk kullanımı ile akademik eğitimin dışında bir stili geliştirmiş ve kompozisyonda doğru orantının olmaması gibi özellikler, çalışmalarına bir tür gizem veriyor.
Sanatçının çalışmalarının kendine özgü karakteri, gündelik olaylardan, portelere ve kalabalık kompozisyonlara kadar hem biçim hem de içerik olarak çeşitlilikler içeriyor. Naif üslubun ve geleneksel sanat üretim biçimlerinin etkisi, samimi ve doğrudan bir ifadenin ortaya çıkmasını sağlamış.
Ayşe Yaltırım’ın resimleri sıradan ve sıra dışı olanın uyandırdığı tuhaf bir çekiciliğe sahip ve izleyici ve genç nesil sanatçılar üzerinde silinmez izler bırakacağı gayet açık. Örneğin sanki bir rüya gibi, absürd ve metafizik yaklaşımları ifade ederken net konturlar kullanımı, ilgi çekmektedir. Çalışmalarındaki kendine has tekniği ve çocuksu sadelik duygusu, sanat tarihinde primitifler olarak adlandırdığımız akımı akla getirir: Yani, resim onun için bir ifade aracıdır.
Gündelik hayata dair konular ve portre gibi türlerin ustaca bir kombinasyonunu üreten Yaltırım, kalabalık kent, doğa ve birey gibi konuları ele alıyor. Manzara, portre ve alegori gibi geleneksel türlerin çağdaş ve sıra dışı bir biçimde yorumladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu hibrit yaklaşım neticesinde ortaya çıkan fantastik, çoğu zaman kolay tanımlanamayan imajlar, gerçeküstücü yöntemlere aşina olan izleyici başta olmak üzere tüm izleyenleri ziyadesiyle mutlu edecektir.
Fırat Arapoğlu
* Ayşe Yaltırım’ın bir röportajındaki deyimi. Gamze Erbil, “Ayşe Yaltırım’la korona günlerinde resim…”, soL, 12.06.21.
Hakiki
Ayşe Yaltırım hakkında yazı yazmak benim için pek kolay bir iş değil. İlk nedeni, Ayşe annem olur; ikinci nedeni de Ayşe kolay bir insan değildir, ben de değilim.
Nâzım’ın ailesinden olmak vesilesi ile serde sol var, solu pek sahici bir şekilde sahiplenen Nâzım Hikmet Kültür Merkezi’nde gerçekleşen bu Ayşe sergisi bizim için gerçekten değerli!
Ayşe talep üzerine üretmez, canı çekince üretir; başında boza pişiren bir galerisi ya da eserlerini pazarlayan hamileri yoktur. Ayşe, dedikoduların ve arkadan oyun çevirmelerin hiç bitmediği, çeşitli gruplaşmaların olduğu ve kayırmacı sanat ortamının parçası değildir. Bağımsızdır, başı diktir; boyadığı işler de bu yüzden hakikidir! Moda içerik ve biçemlerle işi olmaz; piyasa için değil direnmek için boyar!
Ayşe hayatı boyunca kendi başına ayakta durmuş bir kadındır. En çok da kadını resmeder; özgür, neşeli, renkli, rahat, farklı, dikbaşlı kadınlardır Ayşe’nin kadınları. Filenin kadınları bize gurur yaşatıyor ya bu aralar; Ayşe’nin kadınları da benzer hisler yaşatır!
Her yaştan birçok insanın manen tükendiği salgın süresince, yani bir buçuk seneyi aşkındır, Ayşe yüzlerce resim üretti; genç insanların bile yetişmekte zorlanacağı, gerçekten müthiş bir direniş! Kendisinden dinlemek gerekir neden ve nasıl ürettiğini; ağza çiklet “konsept”lerle meşrulaştırılmaya ihtiyacı yoktur onun eserlerinin.
Bildiğim kadarı ile Ayşe’nin bu zaman dek resim yapmaya devam etmesinde benim naçizane bir payım vardır, yıllar önce yaptıklarını gördükten sonra yaptığım yorumların kendisine şevk verdiğini söylediğini hatırlıyorum. Özgür kadın Celile’nin özgür torunu Ayşe’ye bu dürtüyü verebildiysem ne mutlu bana!
Murat Germen
Zaman
24 Eylül 2021 Cuma 18:00