Şarkılarımız
varoşlarda sokaklara çıkmalıdır.
Şarkılarımız
evlerimizin önünde durmalı
camlara vurmalı
kapıların ellerini sıkmalıdır,
sıkmalıdır
acıtana kadar,
kapılar
bağlı kollarını açana kadar….
Biz anlamayız
tek ağzın türküsünü.
Her matem gecesi
her bayram günü,
şarkılarımız
bir gaz sandığını yere yıkarak
sandığın üstüne çıkarak
kocaman elleriyle tempo tutmalıdır.
Şarkılarımız
çam ormanlarında rüzgar gibi bize kendini
hep bir ağızdan okutmalıdır!!.
Şarkılarımız
ön safta en önde saldırmalıdır düşmana.
Bizden önce boyanmalıdır
şarkılarımızın yüzü kana…
Şarkılarımız
varoşlarda sokaklara çıkmalıdır!
Şarkılarımız
bir tek yüreğin
perdeleri inik
kapısı kilitli evinde oturamaz!.
Şarkılarımız
rüzgara çıkmalıdır.
Nâzım Hikmet
2020 yılının Dünya Tiyatro Günü’nde zorlu bir süreçten geçiyoruz, kuşkusuz!
Bu süreç, yine hiç kuşkumuz yok, kapitalizmin bizlere vadettiği geleceğin bir görüntüsü sadece. Bu zorlu süreçte canla başla çalışan tüm sağlık emekçileri gibi, sanat emekçilerinin de, alkıştan önce dayanışmaya, tüm sınıf kardeşleriyle, emekçi halkla birlikte örgütlenmeye ve omuz omuza bir mücadeleye ihtiyacı var.
Emeğin ve yaşamın en büyük değer olduğu, eşit, özgür, insana yaraşır bir dünyayı birlikte kurmak için…
Bugün 27 Mart…
Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun.