Etkinlik Bilgileri
Sosyalizmin yurdundan öyküler Sovyet İnsanı 1917 Ekim Devrimi’nin bu yılki yıldönümünde, NHKM olarak, pek bilinmeyen bir sinemaya yer açmak istedik: Sovyet sinemasına… Sovyet sineması bir açıdan herkesin aşina olduğu, çok
Etkinlik Bilgileri
Sosyalizmin yurdundan öyküler
Sovyet İnsanı
1917 Ekim Devrimi’nin bu yılki yıldönümünde, NHKM olarak, pek bilinmeyen bir sinemaya yer açmak istedik: Sovyet sinemasına…
Sovyet sineması bir açıdan herkesin aşina olduğu, çok sözü edilen bir sinema. Başka bir açıdan ise, çok sınırlı örnekle temsil edilen ve pek bilinmeyen bir sinema. Önemli bir miras ve üretim var oysa.
Bu program, filmleriyle görece daha çok tanınan kurucu kuşak Sovyet sinemacıların eserlerinin dışına çıkmayı hedefliyor. Yaptığımız seçki ise NHKM’nin özgün çevirileriyle Türkiye’de izleyicinin ilk kez buluşacağı filmler. Bu filmler aynı zamanda sinemaseverlerin, devrim sonrası için üç, beş filme, 2. Savaş sonrası Sovyet sineması için ise model olarak Tarkovskiy’e ve diğer anti-sovyet yönetmenlere mahkûm edilmesine bir itiraz niteliği de taşıyor. Sovyet sineması, sadece SSCB düşmanı sinemacılar, küfür estetleri yetiştirmemişti elbette!
Bu filmleri bir araya getirirken, dikkat çekmek istediğimiz bir üretim bütünlüğü var aslında:
Nazi işgalinin geri püskürtülmesiyle 1945’te zaferle çıkılan Anayurt Savunması’nın ardından yaralarını büyük ölçüde sarmış olan Sovyetler Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, 1960’lara gelindiğinde Soğuk Savaş’ın damga vurduğu bir dünyada kendisine yeniden bir yol tarif etmenin eşiğindeydi artık: Faşizmin ezilişinin ardından nereye doğru ve nasıl yürünecek?
Bu sorgulamanın hem toplumsal – insani hem politik – kültürel – ideolojik hem de endüstriyel – teknolojik düzlemlere uzanan pek çok boyutu bulunuyor elbette. Seçkimize aldığımız filmlerle yapmak istediğimiz işte bu sorgulamanın çeşitli boyutlarını ortaya koymak. Filmlerin her biri, tasarlanıp çekildikleri dönemde Sovyet toplumunu çeşitli yönleriyle tartışmaya soyunmuş filmler aslında.
Bugünden geriye doğru baktığımızda, filmlerin açmaya çalıştığı tartışmaların güçlenmediğini ve bahsettiğimiz sorgulamanın cılız kalmış olduğunu görebiliyoruz. Tam da bu nedenle seçtiğimiz filmler aslında SSCB’nin son otuz yılına dönük çok ilginç tanıklıklar anlamına da geliyor. İzleyicilerimize, filmler boyunca tanıklık edecekleri yaşam standartlarına ve toplumsal kültüre özellikle dikkat etmelerini öneriyoruz.
NHKM’de Sovyet sinemasından özel seçkiler paylaşmaya, önümüzdeki aylarda da devam edeceğiz.
—————————————————————————————-
Yelizaveta Uvarova tarihi bir dokuya da sahip bir kent olan Zlatograd’ın belediye başkanıdır. Hem kentinin hem de Sovyetler Birliği’nin önündeki parlak geleceğe inanan ve tüm zorluklara rağmen tüm emeğini işine veren bir yöneticidir. Kent sakinlerinin sorunlarını her şeyin üstünde tutar. Kentin tarihi ve sanayi yakalarını birbirine bağlayacak köprüyü inşa etmeyi aklına koymuştur. Bu sırada yaşanan bir trajik gelişme ile yaşamı altüst olursa da sorumluluklarına yaslanarak yeniden ayağa kalkmaya çalışır.
1970’ler SSCB’deki liberal etkilerin ve ideolojik çözülmenin toplumsal yaşam boyunca hissedilmeye başlandığı yıllardır da. Toplumsal ödevler ve sorumluluk, örgütlülük, siyasal bilinç ve kavrayış, yerini kişisel çıkar arayışıyla kayıtsızlık arasında salınan bir ideolojik bulamaca bırakmaya başlamıştır. Panfilov’un filmi, “Sovyet yurttaşı olmak” üzerine kafa yoran ve yorduran bir film.
Yönetmen: Gleb Panfilov, SSCB, 1975
Oyuncular: Inna Çurikova, Nikolay Gubenko, Ekaterina Volkova, Leonid Bronevoy, Vasiliy Şukşin
Orijinal Adı: Proşu Slova
Biletler NHKM Gişe’de.
Zaman
20 Kasım 2019 Çarşamba 20:00
SALON
Yılmaz Güney Salonu