Nâzım Hikmet sosyalist Küba’da
Dünyanın tüm halklarını kendi halkı gibi seven Nâzım Hikmet, enternasyonalist kimliğini her fırsatta öne çıkaran bir aydın olarak, kendisi gibi örgütlü bir komünist olan ve Küba Devrimi’nden önce sürgün hayatına mahkûm edilen şair Nicolás Guillén’nin daveti üzerine Mayıs 1961’de Küba’ya seyahat etti.
Küba halkının 1959 yılında Fidel Castro, Che Guevara, Camilo Cienfuegos ve Raúl Castro gibi devrimcilerin öncülüğünde faşist Batista diktatörlüğüne son verdiği devrimle, ülke ABD emperyalizminin boyunduruğundan kurtarılmış ve sosyalist kuruluşa giden yol açılmıştı.
Nâzım Hikmet, burada, efsanevi lider Fidel Castro’nun öncülüğünde tarihi değiştiren bir devrime imza atan Küba’nın yaşadığı devrimci coşkuyu yerinde görme şansına erişti. Kübalı aydınların ifadesiyle, Nâzım, orada “kendi halkının da olmasını istediği gibi bir halk” gördü. Küba’ya yaptığı seyahat sırasında halkla ve Kübalı aydınlarla birçok toplantı yapan Nâzım, tanıklıklarını özellikle ‘Havana Röportajı’ ve ‘Saman Sarısı’ şiirleriyle ölümsüzleştirdi. Küba’da bir gazeteye verdiği söyleşide, şu vurguyu bir kez daha yapmıştı Nâzım: “Toplumsal devrimden yoksun bir bağımsızlık savaşı kurmaca bir savaştır.”
⇐ Sayfa 7: Barış savaşçısı olarak Nâzım Hikmet
Sayfa 9: Son yıllar ⇒